İskât ve Devr Hesaplama

Hesâblama Türü :


Yaş (Miladi) :
Yıl :
Cinsiyet Seçiniz :
İskât Ölçüsü :
Hanefî mezhebinde, bir günlük altı nemâz için, onbuçuk kilo, bir güneş yılı için, üçbinsekizyüz kilo buğday vermek lâzımdır. Meselâ, bir kilo buğday yüz seksen kuruş olduğu zemân, bir senelik nemâz iskâtı altıbinsekizyüzdoksansekiz veyâ kısaca altıbindokuzyüz lira olur. Bir altın lira [yedi gram ve yirmi santigram olup], buğdayın kilosu yüzseksen kuruş olduğu zemân yüzyirmi lira idi. Ya’nî bir kilo buğday bedeli, bir gram altın kıymetinin takrîben onda biri [9,26 da biri]dir. Bir aylık nemâz iskâtı için dört ve üç çeyrek, bir senelik için elliyedi buçuk veyâ ihtiyâtlı olarak altmış altın lâzım olur. Bir aylık nemâz iskâtı için, beş altın lira vermek lâzım demekdir.
Buğdayın ve altının kâğıd lira karşılığı değerleri her zemân yaklaşık olarak aynı oranda değişmekdedir. Ya’nî, iskat için, bir yıllık buğday mikdârı değişmediği gibi, altının kıymeti, dünyâ piyasasına bağlanarak, aşırı yükselmediği zemânlarda, bir yıllık altın sayısı da, ya’nî hanefî mezhebi için, yukarda bulduğumuz altmış altın lira da hemen hemen aynı olmakdadır. Bunun için, böyle fevkal’âde hâller hâricinde: 'Bir aylık nemâz iskâtı beş altındır. Bir aylık Ramezân orucu iskâtı takrîben bir altındır.' kabûl edilmekdedir. Devr edilecek altın lira ve devr sayısı, buradan bulunur
Buğday Kg
TL
Reşat Altın
TL
Devr Bilgileri :
Fakir Sayısı
Altın Miktarı


  • (Nûr-ül-îzâh)da ve bunun (Tahtâvî) hâşiyesinde ve (Halebî) ile (Dürr-ül-muhtâr)da, nemâzların kazâsı sonunda, (Mültekâ)da ve (Dürr-ül-müntekâ)da ve (Vikâye)de, (Dürer)de ve (Cevhere)de ve Kâdî-zâdenin (Birgivî vasıyyetnâmesi) şerhinin sonunda ve başka kıymetli kitâblarda, meyyit için iskât ve devr yapmak, hanefî mezhebinde lâzım olduğu yazılıdır. Meselâ, (Tahtâvî) hâşiyesinde diyor ki, (Tutulmamış orucların fidye vererek iskât edilmesi için nass vardır. Nemâz orucdan dahâ mühim olduğundan, şer’î bir özr ile kılınamamış ve kazâ etmek istediği hâlde, ölüm hastalığına yakalanmış bir kimsenin, kazâ edemediği nemâzları için de, orucda yapdığı gibi iskât yapılması için, bütün âlimlerin sözbirliği vardır. Nemâzın iskâtı olmaz diyen kimse câhildir. Çünki, mezheblerin sözbirliğine karşı gelmekdedir. Hadîs-i şerîfde, (Bir kimse, başkası yerine oruc tutamaz ve nemâz kılamaz. Fekat, onun orucu ve nemâzı için fakîri doyurur) buyuruldu).
  • Meyyit erkek ise, [hicri] yaşından oniki sene, kadın ise dokuz sene düşerek, kaç sene borcu olduğunu hesâblar.
  • İslam Ahlakı kitabının Ey oğul ilmihali kısmında, (Meyyit için namaz iskatı) bölümünde deniyor ki:
  • (Devire oturacak fakirin akıl baliğ salih erkek olması lazımdır.)
  • Fıtra veremiyecek, ya’nî zekât alabilecek fakîr olmaları şartdır. Fakîr olmazlar ise, iskât kabûl olmaz.
  • Fakîrlerin nisâba mâlik olmaması şartdır. Meyyitin akrabâsından olsa, câizdir.
  • Borcu olan fakîr ve bâlig olmamış çocuk devr yapmağa katılmamalıdır. Çünki borclunun, eline geçen altınlar ile borcunu ödemesi farzdır. Bu farzı yapmayıp, altınları meyyitin keffâreti için yanındaki fakîre hediyye vermesi câiz olmaz. Devr kabûl olur ise de, kendisi hiç sevâb kazanmaz. Hattâ günâha girer. Çocuğun da hediyye vermesi sahîh olmadığı İbni Âbidînde “rahmetullahi teâlâ aleyhimâ” yazılıdır.
  • Meyyitin borcu olan haccını, vekîl etdiği kimsenin, meyyitin parası ile kazâ etmesi câiz olur. Ya’nî, meyyiti borcdan kurtarır. Çünki hac, hem beden ile, hem de mal ile yapılan ibâdetdir.

Kaynak : Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye, 143. Baskı, Hakikat Kitabevi, İstanbul.
  1. Velî' nin Falancanın şu kadar nemâzının iskâtı için, şunu sana verdim demesi lâzımdır. Fakîr de, (Kabûl etdim) demelidir ve altınları alınca, kendinin mülkü olduğunu bilmesi lâzımdır. Bilmezse, önceden öğretmelidir.
  2. Bu fakîr de lutf edip, kendi isteği ile (Falancanın nemâzının iskâtı için, bedel olarak şunu sana verdim) diyerek başka fakîre verir. O fakîr de, eline alıp, (Kabûl etdim) demelidir.
  3. Alınca, kendi mülkü olduğunu bilmelidir. Emânet, ödünc gibi alırsa devr kabûl olmaz. Bu ikinci fakîr de, (Aldım, kabûl etdim) dedikden sonra, (Ol vech ile sana verdim) diyerek üçüncü fakîre verir.
  4. Ondan sonra, altınlar hangi fakîrde kalırsa, lutf edip, arzûsu ve rızâsı ile, velîye hediyye eder. Velî alıp, kabûl etdim der. Eğer fakîr hediyye etmezse, kendi malıdır, zor ile alınmaz. Velî bir mikdâr altını veyâ kâğıd para veyâ meyyitin eşyâsından bu fakîrlere verip, bu sadaka sevâbını da meyyitin rûhuna hediyye eder.
  • Nemâz iskâtı bitdikden sonra, tutulmıyan, kazâ edilmeleri lâzım olan, orucların iskâtı yapılır. Kazâ edilmeleri lâzım olan orucların iskâtı yapıldıkdan sonra, zekât için, sonra kurban ve sadaka-i fıtr, nezr ve vârisleri bilinmeyen kul hakları için de birkaç devr yapılır.
  • Meyyit için yapılan nemâz, oruc, zekât, kurban keffâretlerinin iskâtında, bir fakîre nisâbdan fazla verilebilir. Hattâ, altınların hepsi, bir fakîre verilebilir.

Kaynak : Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye, 143. Baskı, Hakikat Kitabevi, İstanbul.